4 Nisan 2013 Perşembe

CUHA, HAYVANAT BAHÇESİNDE :



Çizgi filmi seyretmek için tıklayın:



حَدِيقَةُ الْحَيَوَانِ

مَا رَأيُكَ يَا جُحَا، فِي حَدِيقَةِ الْحَيَوَانِ ؟ جَمِيلَةٌ جِدّا أ لَيْسَ كَذلِكَ ؟

لَا. لَيْسَتْ جَمِيلَةً جِدّا.  أَ لَا تَرَى مَا هَذَا ؟

هَذَا ؟ هَذَا الْفِيلُ ذُو الْخُرْطُوم.

لَا أَقْصِدُ الْفِيلَ.  أَنَا أَقْصِدُ الْقَفَص الْمَحْبُوس فِيهِ. الْمِسْكِين

فِعْلًا يَا لَهُ مِنْ مِسْكِين.

حَتَّى الزَّرَافَة هِيَ الْأُخْرَى فِي الْقَفَصِ

مِسْكِينَة

وَالْحِمَارُ الْوَحْشِيُّ.

مِسْكِين

اَلْآنَ مَوْعِدُ الْإِفْطَار

مَا هَذَا؟ كُلُّ هَذَا أَكْلٌ

إِنَّنَا نَحْنُ الْمَسَاكِينُ

عَصَافِيرُ بَطْنِي تُزَقْزِقُ مِنَ الْجُوعِ يَا حُومَى، حُومَى حُومَى أَيْنَ أَنْت؟

مَاذَا تَفْعَلُ هُنَا ؟

هَيَّا يَا جُحَا نَدْخُل لِنَأْكُل الْغَدَاءَ. إِنَّهَا فُرْصَةٌ

لَا لَا يُمْكِنُ.

لِمَاذَا لَا يُمْكِنُ يَا جُحَا ؟

لَا يُمْكِنُ أَنْ أَدَعَكَ تَأْكُل وَحْدَكَ.

اَلْآنَ مَوْعِدُ الْغَدَاءِ

 مَوْز ؟ فِي أَيِّ قَفَصٍ نَحْنُ بِالضَّبْطِ ؟

مَا هَذَا ؟ 

 إِنَّهَا غُورِلَّا كِينْج كُونْج. إِحْفَظْنَا يَا لَطِيفُ.  إِهْرَبْ يَا حُومَى. إِهْرَبْ يَا

حُومَى





حَدِيقَةُ الْحَيَوَانِ

Hadîkatu’l-hayevân

Hayvanat bahçesi


Eşek: Cuha, hayvanat bahçesi hakkında görüşün nedir? Çok güzel, öyle değil mi?

Cuha: Hayır. Çok güzel değil.  Görmüyor musun, bu ne?

Eşek: Bu? Bu, hortumu olan fil. (Hortum sahibi, hortumlu)

Cuha: Fili kasdetmiyorum. Ben, içinde hapsedildiği kafesi kastediyorum. Zavallı.

 Eşek: Gerçekten. Ne kadar zavallı ! Hatta zürafa, o da kafeste olan bir diğeri.

Cuha: Zavallı

Eşek: Ve zebra

Cuha: Zavallı

Anons: Şimdi kahvaltı zamanı

Cuha: Bu ne?

Eşek: Bütün bunlar yiyecek. Asıl zavallılar, bizleriz !

Cuha: Açlıktan karnım zil çalıyor Huma. Huma, Huma, nerdesin ? Burada ne yapıyorsun?

Eşek: Haydi Cuha, girelim öğle yemeği yiyelim. Gerçekten o bir fırsat.

Cuha: Hayır, olmaz.

Eşek: Niye olmaz, Cuha?

Cuha: Seni tek başına bırakayım da ye,  olmaz !
(Senin, tek başına yemene izin veremem)

Anons: Şimdi öğle yemeği zamanı

Cuha: Muz mu? Biz, tam olarak hangi kafesteyiz?

Eşek: Bu ne?

Cuha: O, goril King Kong.  Allahım koru ! Kaç Huma…Kaç Huma…



Eşek:

مَا رَأيُكَ يَا جُحَا، فِي حَدِيقَةِ الْحَيَوَانِ ؟

Mâ ra’yuke yâ Cuhâ fî hadîkati’l-haveyân?

Cuha, hayvanat bahçesi hakkında görüşün nedir?



جَمِيلَةٌ جِدّا أ لَيْسَ كَذلِكَ ؟

Cemîletun cidden, e leyse kezâlik?

Çok güzel, öyle değil mi?


Cuha:

لَا. لَيْسَتْ جَمِيلَةً جِدّا.  أَ لَا تَرَى مَا هَذَا ؟

Lâ. Leyset cemîleten cidden. E lâ terâ mâ hâzâ?

Hayır. Çok güzel değil.  Görmüyor musun, bu ne?


Eşek:

هَذَا ؟ هَذَا الْفِيلُ ذُو  الْخُرْطُوم.

Hâzâ? Hâza’l-fîlu zu’l-hurtûm.

Bu? Bu, hortumu olan fil. (Hortum sahibi, hortumlu)


 Cuha:

لَا أَقْصِدُ الْفِيلَ.  أَنَا أَقْصِدُ الْقَفَص الْمَحْبُوس فِيهِ. الْمِسْكِين

Lâ aksidu’l-fîl. Ene aksidu’l-kafas el-mahbûs fîh. El-miskîn

Fili kasdetmiyorum. Ben, içinde hapsedildiği kafesi kastediyorum. Zavallı


Eşek:

فِعْلًا يَا لَهُ مِنْ مِسْكِين

Fiğlen. Yâ lehû min miskîn.

Gerçekten. Ne kadar zavallı !



حَتَّى الزَّرَافَة هِيَ الْأُخْرَى فِي الْقَفَصِ

Hatta’z-zerâfe hiye’l-uhrâ fi’l-kafas

Hatta zürafa, o da kafeste olan bir diğeri..


Cuha:

مِسْكِينَة

Miskîne

Zavallı


Eşek:

وَالْحِمَارُ الْوَحْشِيُّ

Ve’l-himâru’l-vahşiyy

Ve zebra


Cuha:

مِسْكِين

Miskîn

Zavallı


Anons:

اَلْآنَ مَوْعِدُ الْإِفْطَار

El-ân mev’idu’l-iftâr

Şimdi kahvaltı zamanı


Cuha:

مَا هَذَا؟

Mâ hâza?

Bu ne?


Eşek:

هَذَا أَكْلٌ.   إِنَّنَا نَحْنُ الْمَسَاكِينُ  كُلُّ

Kullu hâzâ ekl. İnnenâ nahnu’l-mesâkin

Bütün bunlar yiyecek. Asıl zavallılar, bizleriz !


Cuha:

عَصَافِيرُ  بَطْنِي  تُزَقْزِقُ  مِنَ  الْجُوعِ   يَا حُومَى،

Asâfîru batnî tuzakziku mine’l-cûi yâ Hûmâ.

Açlıktan karnım zil çalıyor Huma



حُومَى حُومَى أيْنَ أَنْت؟

Hûmâ, Hûmâ, eyne ent?

Huma, Huma, nerdesin ?



مَاذَا تَـفْعَلُ هُنَا ؟

Mâzâ tef’alu hunâ?

Burada ne yapıyorsun?


Eşek:

هَيَّا يَا جُحَا نَدْخُل لِنَأْكُل الْغَدَاءَ. إِنَّهَا فُرْصَةٌ

Heyyâ yâ Cuha nedhul line’kuli’l-gadâe. İnnehâ fursa.

Haydi Cuha, girelim öğle yemeği yiyelim. Gerçekten o bir fırsat.


Cuha:

لَا لَا يُمْكِنُ.

Lâ, lâ yumkinu

Hayır, mümkün değil.


Eşek:

لِمَاذَا لَا يُمْكِنُ يَا جُحَا ؟

Limâzâ lâ yumkinu yâ Cuha?

Niye mümkün değil, Cuha?


Cuha:

لَا يُمْكِنُ أَنْ أَدَعَكَ تَأْكُل وَحْدَكَ

Lâ yumkinu en eda’ake te’kul vahdek.

Seni tek başına bırakayım da ye,  olmaz !
(Seni, tek başına yemen için bırakmam mümkün değil)


Anons:

اَلْآنَ مَوْعِدُ الْغَدَاءِ

El-ân mev’idu’l-gadâ

Şimdi öğle yemeği zamanı


Cuha:

مَوْز ؟ فِي أَيِّ قَـفَصٍ نَحْنُ بِالضَّبْطِ ؟

Mavz? Fî eyyi kafasin nahnu bi’d-dabt?

Muz mu? Biz, tam olarak hangi kafesteyiz?


Eşek:

مَا هَذَا ؟  

Mâ hâzâ?

Bu ne?


Cuha:

إِنَّهَا غُورِلَّا كِينْج كُونْج.

İnnehâ gorilla King Kong

O, goril King Kong



إِحْفَظْ يَا لَطِيفُ.  إِهْرَبْ يَا حُومَى... .  إِهْرَبْ يَا حُومَى

İhfaz yâ Latîf ! İhrab yâ Hûmâ…İhrab yâ Hûmâ.

Allahım koru ! Kaç Huma… Kaç Huma…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder